Kan TahliliGenel tıp uygulamaları sırasında hekimler, polikliniğe başvuran hastalardan kan tahlili isterler. Tam kan sayımı, hekime tanıya yaklaşmasında yardımcı olan, değerli ve ucuz bir testtir. Kan tahlilinin önemi sadece teşhis koymak değildir. Kan tahlilinin esas görevi, hekimin olası tanılar arasında eleme yapmasını sağlamaktır. Bu nedenle tanıya yardımcı olmaktadır. Hastayı görmeden, muayene etmeden teşhis koyulmaz. Kan tahlili genelde sabahları aç karnına alınan kandan yapılır. Alınan kan, istenen kan tahlilinin cinsine göre farklı tüplere koyulur ve tahlili çalışacak ilgili laboratuvara gönderilir. Farklı amaçlarla ve yöntemlerle yapılan kan tahlilleri bulunmaktadır. Örneğin, kan sayım tahlili pıhtılaşmayı önleyen bir madde bulunan özel tüplerde alınmış kanla yapılır. Sedimentasyon, APTT ve PT gibi pıhtılaşma fonksiyonlarını araştıran tahliller için alınan kanlar da pıhtılaşmayı önleyen kimyasal maddelerin bulunduğu tüplere konularak tahlile gönderilir. Bu tahlillerde çalışacak laboratuvara gelen kanların pıhtılaşmamış olmasına çok dikkat edilmelidir. Aksi halde, pıhtılaşmış kanla yapılan hemogram (tam kan sayımı), sedimentasyon ve PTZ, APTT tahlilleri yanlış sonuçlar çıkmasına yol açmaktadır. Kan Tahlilinin Kapsadığı İnceleme Alanları
Kan Tahlilinde Hangi Değerler İncelenir?Vücudumuzda oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) ile hastalıklara karşı savunmamızı sağlayan beyaz kan hücreleri (lökositler) sayılmakta ve büyüklükleri incelenmektedir. Bilindiği gibi kırmızı kan hücrelerinde hemoglobin proteinleri bulunmaktadır. Oksijeni taşıyan protein hemoglobindir. Hemoglobin miktarı düşerse oksijen taşınamaz hale gelir. RBC (Red Blood Cells)Kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar), oksijen taşıyan hücrelerin miktarını belirtir. Düşükse anemi (kansızlık) ya da kan kaybı vardır. Yüksek olduğu durumlarda ise; yüksek rakımlı yerlerde yaşayanlar, KOAH (kronik obstrüktif) akciğer hastalıkları, astım ve bronşit gibi, böbrek hastalığı ve polisitemi hastalığıdır. WBC (White Blood Cells - Leukocytes)Beyaz kan hücreleri (akyuvarlar), vücudun savunma ve bağışıklık hücrelerinin yani lökositlerin toplamını gösterir. Enfeksiyon hastalığı ya da lupus gibi kronik iltihabi hastalıklarda yükselir. Ayrıca lösemide yükselir. Düşük değerlerde çıktığında ise lökosit yapımını bozan ciddi bir hastalık vardır. Örneğin bazı kanserlerde, kemik iliği hastalarında, AIDS'te lökosit miktarı (WBC) düşüktür. MCV (Mean Corpuscular Volume)Oksijen taşıyan hücrelerin ortalama büyüklüğüdür. MCV düşükse eritrositler daha ufaktır, yüksekse daha genişlemişlerdir. Demir eksikliği anemisinde eritrositler küçülür dolayısıyla MCV değerleri düşük çıkar. B12 vitamini eksikliği anemisinde ise eritrositler büyümüştür ve MCV yüksektir. HB (Hemoglobin)Kandaki toplam hemoglobin miktarını gösterir. Anemilerde hemoglobin değeri düşer. MCHEritrositlerdeki hemoglobin miktarını gösterir. HCT (Hematokrit)Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarının bir ölçüsüdür. Anemi, lösemi, kan kaybı gibi durumlarda azalırken vücudun su kaybettiği durumlarda örneğin ishal ya da polisitemide artar. PLT (Platelets)Trombositlerdir. Pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerdir. PNL (Nötrofiller)Bakteriyel enfeksiyonlarda artar. Eosinophils (Eozinofiller)Alerjide ve paraziter hastalıklarda yükselir. Lymphocytes (Lenfositler)Viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda artarken HIV enfeksiyonu yani AIDS'te düşer. Kan Tahlil Sonuçlarının DeğerlendirilmesiHamilelerde ve diğer hastalarda tahlil sonuçları ancak muayene ve diğer bulgular ile kombine edilerek değerlendirildiğinde bir anlam kazanır. Bu nedenle tahlil sonuçları ilgili doktora danışılmadan asla değerlendirilmemelidir. Kan Tahlili ve Hastanın DurumuTek başına kan tahlilinin fazla bir tanı değeri yoktur. Görüldüğü gibi tabloda yer alan hiçbir ölçüm tek bir hastalığa özgü değildir. Kan tahlili yorumlanırken hastanın genel sağlık durumu ve fizik muayenesi bir bütün olarak ele alınır. Örneğin, kan değerleri 80 yaşında kanlı ishali olan bir hasta için farklı, 11 yaşında öksüren ve ateşi olan bir çocuk için farklı yorumlanacaktır. |
Kan tahlili ile ilgili bu bilgileri okuduktan sonra aklımda birkaç soru oluştu. Öncelikle, kan tahlili sırasında hangi testlerin yapılacağı hastanın genel sağlık durumuna göre mi belirleniyor? Özellikle yaş faktörü, sonuçların yorumlanmasında ne kadar etkili? Ayrıca, kan tahlilindeki pıhtılaşma sorunları neden bu kadar önemli? Pıhtılaşmış bir kanın sonuçları nasıl yanlış yönlendirebilir? Son olarak, bu tahlillerin sonuçları sadece bu testlerle mi değerlendiriliyor yoksa başka hangi faktörler göz önüne alınıyor?
Cevap yazMerafi,
Kan Tahlili Testlerinin Belirlenmesi
Kan tahlili sırasında hangi testlerin yapılacağı, hastanın genel sağlık durumu, belirtileri ve geçmiş tıbbi öyküsü gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Doktor, hastanın ihtiyaçlarına göre spesifik testler önerir. Özellikle yaş faktörü, belirli hastalıkların riskini artırabileceğinden, testlerin yorumlanmasında önemli rol oynar. Örneğin, yaşlı bireylerde bazı hastalıkların gelişme olasılığı daha yüksek olduğu için, bu durum test seçimini etkileyebilir.
Pıhtılaşma Sorunları
Kan tahlilindeki pıhtılaşma sorunları, sonuçların güvenilirliğini etkileyebilir. Pıhtılaşmış kan, laboratuvar testlerinin doğru yapılmasını engelleyebilir ve yanlış pozitif veya negatif sonuçlar doğurabilir. Bu da hastanın yanlış bir teşhis almasına ya da gereksiz tedavilere yönlendirilmesine neden olabilir.
Sonuçların Değerlendirilmesi
Kan tahlillerinin sonuçları, sadece bu testlerle değil, aynı zamanda hastanın klinik durumu, semptomları, diğer laboratuvar test sonuçları ve görüntüleme yöntemleri gibi faktörlerle birlikte değerlendirilir. Doktorlar, tüm bu bilgileri bir araya getirerek en doğru teşhis ve tedavi planını oluştururlar. Bu yüzden, her bir testin sonuçları, tek başına değil, genel sağlık durumu ile birlikte ele alınmalıdır.
Umarım sorularınıza yanıt verebilmişimdir.